Cehalet İslam’da yerilen bir konu olarak üzerinde çokça durulmuş; Kuran’a göre cahil insan ve toplumlar farklı açılardan ele alınmıştır. Cehalet, insanın eğitimi, öğretimi, inanışı, terbiye ve ahlakıyla doğrudan ilişkili bir konudur. İnsanın en önemli görevlerinden biri kendini cahil olmaktan korumasıdır.
İslam, insanın cehaletten uzaklaşmasını, cahillerden olmamasını emretmektedir. İnsanın yaratılış gayesi olarak sorumlulukları vardır ve bunların gereklerini yerine getirmekle yükümlüdür. Cahil vasfı, doğrudan insanın İlahi emanetlere karşı olan sorumsuzluğuyla ilgilidir.
Bilmek ve cehalet nasıl ele alınır?
Cehalet ilmin tersi olarak ele alındığında, bundan okuma ve öğrenme ile ‘hilm’ kavramının tersi olarak ele alındığında ise eğitim, terbiye ve güzel ahlak ile kurtulmak mümkündür. Bu nedenle Kuran’da; okumak, öğrenmek, ilim, iman, iyi amel ve güzel ahlak öğütlenmiştir. İman edenler ve kendilerine ilim verilenler övülmüş, derecelerle yükseltileceği müjdelenmiştir.
İlim sahibi olmak, sadece bilgi edinmekten ibaret değildir; iman etmeyi, iyi amel ve güzel ahlaklı olmayı gerektirir. İlahi iradeye yönlendirmeyen ya da bundan saptıran bilgi, insanı cahillikten kurtaramaz. Allah’a inanmayan, O’ndan başkasına ibadet eden kimse cahil olarak nitelenmektedir. Cehalet kavramı bu manada yalnızca bilmezlik ya da bilgisizlik değildir. Nitekim toplumda nice bilen cahiller de mevcuttur.
Kuran’a göre cahil kimlere denir?
İnsan ve toplumların olumsuz tutum ve davranışları Kuran’da cehalet kavramıyla ifade edilmiştir. Çoğunlukla ‘zem’ yani yerme ve kötüleme manasındadır. Kuran-ı Kerim’de 24 ayette geçen cehalet kavramı, iki yerde bilmeme, tanımama anlamında kullanılırken geriye kalan ayetlerde; İlahi iradeye uymayan, yanlış inanç, söz ya da davranışları anlatmak için kullanılmıştır.
Kuran’da cehalet çoğunlukla öfke, şiddet, kabalık, kibir, isyan, azgınlık gibi kötülükleri tanımlar ve ifade eder. Bu da gösteriyor ki Kuran’da cehalet kavramı; bilgisizlikten daha çok, kişinin Rabbine ve insanlara karşı tüm olumsuz tutum ve davranışlarını ifade etmek için kullanılmaktadır.
Şirk, küfür, nifak gibi sapkınlıkların bilmeyerek işlenmesi de cahillikle açıklanır. Buna göre dinimizde cehalet; insanın görünen şeylerin arkasındaki ilahi iradeyi idrak edememesi, tüm kainatı Allah’ın ayetleri olarak anlayamaması ve bu konudaki yetersizliğidir. İşte insan bu cahilliği nedeniyle şirke, küfre ve isyana sapar.
“Onlara melekleri indirmiş olsaydık, ölüler onlara konuşsaydı ve her şeyi karşılarına getirseydik yine Allah dilemedikçe iman edecek değillerdi fakat onların çoğu cahillik ediyorlar” (En’am, 111. Ayet)
Cahillik nasıl ifade edilir?
Hem inanç hem de amel bakımından insanın Rabbine, kendi nefsine ve insanlara karşı kötü tutum ve davranışları cehaletinin bir yansımasıdır. Bu yönüyle de Kur’an Yüce Allah’a ve ayetlerine, kitaplarına, peygamberlerine ve insanlara karşı olan tüm kötü davranışları cehalet olarak tanımlar. Bilgisizlikten kaynaklanan cahillik, görecelidir. Çünkü insanın her şeyi bilmesi söz konusu değildir, herkesin bilmediği pek çok şey vardır. Ancak insanın dini ve dünya hakkında, temel bilgileri edinmesi, fayda ve zararına olan şeyleri, kendinin ve başkalarının haklarını, bireysel ve toplumsal yaşayışla ilgili kuralları, değerleri bilmesi, tanıması gerekir.
En azından bunları bilmeyen ve bilmemekte de ısrar eden kimse tam anlamıyla cahildir; bu nedenle de Kuran’a göre cahil yerilir. Bilmenin ve ilmin sonu yoktur. Başka birinin bildiği şeyleri bilmeyen insan cahil sayılmaz. Her şeyin olduğu gibi bilginin de dereceleri, ölçüsü vardır. Herkesin bilgisi ve bilgiyi algılayışı birbirinden farklıdır. Aslolan Allah yolunda iman ve ibadet etmek, salih amelden şaşmamak, ahlakını ve davranışlarını düzeltmek, nefsini terbiye etmekle cahillikten kurtulmaktır.
Kaynak: salamweb